Bu içeriği paylaşın:
Omas Gegen Rechts ile Hamburg ve Çevresi Türk Toplumu (TGH) iş birliğinde, 2001 yılında NSU terör örgütü tarafından katledilen Süleyman Taşköprü’yü anmak ve unutturmamak amacıyla bir etkinlik düzenlendi. 22 Mayıs Perşembe günü, Eimsbüttel semtinde yer alan Else-Rauch-Forum salonunda gerçekleşen programa, Omas Gegen Rechts üyeleri, TGH’ya üye dernek temsilcileri, ırkçılık karşıtı sivil toplum kuruluşları ve yoğun olarak Alman vatandaşları katıldı.
“NSU yapılanması yalnızca üç kişilik bir hücreden ibaret değil”
Programın ana konuşmacılarından biri olan Thüringen Eyalet Milletvekili Katharina König-Preuss, NSU yapılanmasının yalnızca üç kişilik bir hücreden ibaret olmadığını, aksine daha geniş bir destek ağına sahip olduğunu vurguladı. “Parlamentoda oturmuyor olabilirler ama etkin şekilde faaliyet gösteriyorlar” diyen König-Preuss, NSU destekçilerinin hâlâ aktif olduğuna dikkat çekti.
“NSU belgeleri devlet kurumları tarafından imha edildi”
Ayrıca König-Preuss, 11 Kasım 2011 tarihli NSU belgelerinde ne yazdığının asla öğrenilemeyeceğini, çünkü bu belgelerin devlet kurumları tarafından imha edildiğini ifade etti. NSU kompleksiyle ilgili belgelerin 40 yıl boyunca erişime kapatılması, kamuoyunda büyük bir tepkiye neden oldu. König-Preuss, özellikle Alman Federal Kriminal Dairesi’nin (BKA) bu süreçteki ihmallerine işaret ederek, bazı ırkçılık sinyalleri ve ihbarların ciddiye alınmadığını dile getirdi.
TGH Başkanı Murat Kaplan da konuşmasında, NSU’nun sadece Taşköprü’yü değil, başka insanları da Hamburg’da hedef aldığını hatırlattı. NSU cinayetlerinin “dönerci cinayetleri” olarak çarpıtıldığını ifade eden Kaplan, olayların daha derinlemesine araştırılması için NSU soruşturma komitesinin oluşturulmasını talep ettiklerini, ancak Hamburg Eyalet Meclisi’nde yapılan oylamada, bu talebin yetersiz oy sebebiyle reddedildiğini açıkladı.
“Farklılıklara hoşgörülü yaklaşmalı, kimse sokakta öldürülmemeli”
Kaplan, özellikle polis teşkilatındaki ırkçılık vakalarının medyada yer bulmasının önemine değinerek, “Irkçılığa karşı hep birlikte mücadele etmeliyiz. Farklılıklara hoşgörülü yaklaşmalı, kimse sokakta öldürülmemeli, devlet de bu tür olaylara asla müsamaha göstermemelidir,” dedi.
Sol Parti Hamburg Milletvekili Deniz Çelik ve insan hakları aktivisti Hilde Vollmayr da konuşmalarında, Süleyman Taşköprü cinayetinde kamuoyunun yanıltılmasını, yetkililerin sorumluluklarını ve ırkçılığın sistematik olarak göz ardı edilmesini eleştirdi.
Etkinliğin soru-cevap bölümünde katılımcılar, König-Preuss’a NSU’nun günümüzdeki etkileri ve aşırı sağ ile mücadeleye dair stratejiler hakkında sorular yöneltti. Program, Hamburg Eyalet Yönetimi’ne yönelik taleplerin yer aldığı bildirinin katılımcılara dağıtılmasıyla sona erdi.

Sivil Toplum Hamburg’da Parlamentoyu Harekete Geçmeye Çağırıyor!
Katılımcılara dağıtılan bildiride şu ifadeler yer alıyor:
Hamburg’da artan ırkçı motivasyonlu suçlar endişe yaratıyor. Özellikle 2001 yılında NSU tarafından Hamburg’da katledilen Süleyman Taşköprü cinayetinin hâlâ tam olarak aydınlatılmamış olması, sivil toplumun ve göçmen toplulukların tepkisini çekiyor. OMAS GEGEN RECHTS-Hamburg/West ve Hamburg Türk Toplumu’nun iş birliğiyle gerçekleştirilen bir anma etkinliğinin katılımcıları, Hamburg eyalet parlamentosunu net adımlar atmaya çağırdı.
Yapılan açıklamada, İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt’in ZDF kanalında 20 Mayıs 2025 tarihinde yaptığı, “Demokrasi için en büyük tehdit, aşırı sağcılıktan gelmektedir” açıklamasına atıf yapıldı. Açıklamada, polis, adalet sistemi ve siyasetin bu tehlikeyi yeterince ciddiye almadığı vurgulandı.
Hamburg’daki tüm yurttaşların güven içinde yaşayabilmesi için şehir yönetimini sorumluluk almaya çağıran metinde şu talepler yer aldı:
- NSU için Hamburg Parlamentosu’nda bir araştırma komisyonu kurulması: Bilimsel çalışmalar sürse de, resmi ve siyasi düzeyde bir araştırma komisyonu gerekliliği vurgulandı.
- Bilimsel incelemeye danışma kurulu eşlik etmeli: Bu kurulda sadece siyasetçiler değil, sivil toplum temsilcileri ve özellikle Türk toplumu yer almalı.
- Geciken açıklamalar güveni sarstı: Hamburg’da NSU dosyasına erişimin kısıtlanması devlet kurumlarına güven kaybına yol açtı. Artık tüm belgelere sınırsız erişim sağlanmalı.
Haber/Fotoğraf: Naciye ASLAN